“ İnanmak ya da inanmamak,
  Gelmek ya da gelmemek.
  Bunlarin hiçbiriyle alakasi yok.
  Asil olay seviyorum deyip
  Sevmemesiyle başliyor.
  Anlayin artik bunu,
  Sevmek ya da sevmemek…”
                      Demet ÜNLÜ   



Hayaller…
Ne güzel şeyler hayaller değil mi!
Bir nefes tıpkı..
Bir dünya..
Şöyle kendinizi hayattan, hayatın problemlerinden izole edip, hayal kuranlardan mısınız sizde?
İtiraf etmeliyim ki başlı başına bir dünya bu “hayal kurma eylemi”..
Olur! veya Olmaz ..!
Ben kurayım da..

Yukarıdaki satırlarla başlamak istedim köşeme bugün.
Yazarı ben değilim pek tabiî ki.
Ne büyük bir kalem öyle! diyesiceğim geliyor yeminle!
Genç, cıvıl cıvıl bir tebessümdür de üstelik kendileri.
Pek muhterem bir çitlembik..!
Okulumuz Nazime Baki Saatçioğlu M.T.A.L.’nin, yürüyen kanatlı kalbi!
Kuş gibi!
Bir bakıyorsun orda.
Bir bakıyorsun burda.
Nerden çıkacağını kestiremiyorsun çoğu zaman.

Şiir kitabından ilk bahsettiği zamanlarda içinin kıpırtısı (hani şu karnınızdan pıt pıt atan kalpçikler olur ya işte canım! O kıpırtı nacizane.. ) hala şuan satırlarımı yazarken bana eşlik ediyor.
Öyle dün, geçen hafta, geçen ay da değil ha!
Tamı tamına tam 3 ay öncesi!

Ama size bir sır vereyim mi?
Asıl o Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğünden döndüğünde, dersi benimle olduğundan sınıfa bir girişi var! Değmeyin keyfime.

“ Oldu “ dedi sadece.
Gözlerse bildiğiniz yıldız o an!
Hani şu gökyüzünde çakmak çakmak yıldızlar var ya!
Hah!
Varın o hali düşünün işte!

Şimdilerde pek çok sanatçının albüm listesinde yer alsa da, aslında Ahmet Selçuk İlkan’ ın güftelerinden birisi olan hani şu
” Gözler Kalbin Aynasıdır” .. şarkısı...
...
Ah!
O gözler!
Ne çok şey anlatırlar zaten o gözler değil mi?!
Bizimkisinde de, bildiğiniz bir destan(-lar ) ki anlatıyor da anlatıyor..
Hem de tek bir lakırdı çıkmadan dudaklarından…!

O heyecanını gördüm ya!
‘ Ölsem de gam yemem ‘ dersiniz hani bazen!
Bu durum arzuhalimi pek mümkün anlatır, öyle sanıyorum ki..

İçindeki o kalp büyümüşşşş… büyümüşşşş ve yemiş yutmuş bizim Demet’ imizi.

Koccaman bir Kalp, sanki o an “ Genç Yazarımız! “

Bir öğretmenin bence en özel, en yaşaması gereken an’lardan biri olan o an’ a tanıklık etmek, benimde nacizane kalbimi pıtırdattı pek inceden inceden…

“ Çok sevindim. Tebrik ederim ama bu daha bir. Devamını da görmek isterim “ deyiverdim belli belirsiz.

Karnımda ki o pıtırtıları gizleme telaşıysa bir başka hal işte canım. Anlayıverin hani sizde. Lafın tamamı durumu. …
..
Hiç öğrencinizin kalbine dokundunuz mu?

Ben çok dikkat ederim buna.

Öğrencilerimle sanki arkadaş gibi, sanki çok yakın dostlarıymış gibi konuşmayı, dinlemeyi bilhassa tercih ederim. Hatta bazı öğrencilerim gelip dertlerini rahatlıkla paylaşabilirler. Bazen bir sevgili bile oluyor desem hani yalan da olmaz. Öğrenci iken ben bunları tatmadım ama inandığım doğrulardan biri varsa o’da, “İNSAN” olduğumuzu hep hatırlamak! Hele ki mesleğiniz öğretmenlik ise, elinizden büyük sanat eserleri çıkacaktır ki, bu da sizi daha da sorumluluk sahibi yapıyor. “Öğrenci iken çok dinlenilmedik” diyen o büyük nesillerden biri olarak, öyle sanıyorum ki yeni jenerasyon öğrencileri çok şanslı. Artık öğretmenlerin sorumluluklarının içinde, öğrencilere erişmek adına daha da fazla emek sarf ettiklerini rahatlıkla söyleyebilirim. Hani hep belirli bir nesilden sürekli duyarız ya “ Biz öğretmenlerimizi gördüğümüzde ceketimizi iliklerdik.” Bu çok tasvip ettiğim bir olgu değil açıkçası. Pek tabi ki “Saygı” unsurunu es geçmeden, onları dinlemek!

Sahiden dinlemek ama!

O kadar çok anlam içeriyor ki öğrenciler için!

Kendinizden pay biçin!

En son ne zaman tam dinlenildiğinizi hissettiniz?

Hani en son ne zaman, gözlerinizin içine bakılarak dinlenildiğinizi hissettiniz?

Bu çok önemli bir soru!

Bence aynaya geçip bir sorun?!

“Anlamak” için dinlemek!

Gerçekten “hissetmek” için dinlemek!

Evet!

Gelelim asıl mevzumuza.

Hayallerinize elbette ki dokunun dokunun da !

Demet’imizin Semerci Yayınlarından çıkan “ SİYAH BEYAZ HAYAT “ hayaline de bir dokunun bence. Bir hayal iken, destansı bir başarı hikayesine dönüşen de bir hikayesi var ayrıca bu hayalin. (GOOGLE ‘a, Demet ÜNLÜ yazdığınızda, çeşitli haber sitelerinde çıkmış olan o destansı başarı hikayesinin, gözlerinizin önüne serileceğini de belirtebilirim.) Bu bahar yürekli genç kalemimizin, en büyük hayali olan bu kitabında “ hayata, insanlara, ilkelere ve duygulara dair kavramlara dokunuyor.’ Öyle diyor kendi deyimiyle genç kalemimiz. Şiir kitabını okuduğunuzda direk göze çarpan, yalın bir üslup. Genç kalemin, seçtiği benzetmelerinde göze çarpan bir diğer özellikse, öznel ve de derin çağrışımlarda bulunması. Doğaya, İnsana, ilkelere özellikle de duygulara ait metaforları ustalıkla kullanması ise gözlerden kaçmayan bir başka cezp edici özellik. Sayfalar arasında gezinirken, satırlarına ve özdeyişlerine gözleriniz değdiğinde adım adım kalbinize yol aldığınızı görebilirsiniz. Acılar, aşk’lar ve hayatın hemen hemen tüm yüzü ile yüzleştiğinize de tanık oluyorsunuz ayrıca paragraflar arasında gezinirken. Bazen neşeli şarkılar mırıldanırken.. Bazen de kendi kalbinizle kovalamaca oynarken yakalanabilirken kendinize, bazen de bulutların seremonik dokunuşunu hissedebiliyorsunuz omuzlarınızda. Kimi zamanda derin duyguların dibinde kulaç atarken bulabiliyorsunuz kalbinizi ilginçtir ki… Oradan oraya sıçrayan duygularınız, bazen de tebessümle kendinizle kucaklaşadabiliyor ansızın hani.

Böyle işte..

Ben çok yazdım.

Birazda siz yazın ..

Bakalım sizler neler hissedecek, neler yazacaksınız..? …….



Antalya Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Başkanı
                                                     Nazmiye ESKİ