Yeni olan her şey, içimizde kıpırtıları yeşertir..
Haliyle de, yeni bir yıla daha giriyoruz diye, her birimizde yeni umutlar, yeni hayaller…
Ve işte 2019!
Pek çok hayale kucak açtığımız, muhteşem bir yıl olması, elbet temennimiz!
Peki yeterli mi dir sadece ‘dilek’?!
Ya emek, çaba?
Armut gel, ağzıma düş!
Tabi ki, hayallerimizi yaşamımıza göre uyarlayacak (uzatacak) potansiyel güce sahibiz!
Sahibiz de, ya o çok uçuk hayallerimiz?!
1 Ocak Milyoneri talihlisi, benim gibi sizde değilseniz işimiz yaş!
O halde, hayallerimizi yaşamınıza göre uzatmamız en olağanı!
Gelelim işin emek, hayal felsefesi kısmına!
“Hayat felsefesi” çok muazzam bir şey biliyor musunuz!
Sizi hayata bağlayabilir de koparabilir de!
İlkeleri çok keskin olanlar buna özellikle itibar eder(!) ki, yaşamda belirli ilkeleri olanlardır başarıya göz kırpanlar!
Ne yapabiliriz yeni gelen yılda hayatımıza bir anlam katmak için bir düşünelim!
Ki, insanız!
 “Hayat boş!” lakırdısı, zaman zaman zihnimizi delercesine belirdiği olmuyor da değil, değil mi?!
Özellikle de, böyle muazzam geçiş evreleri diye bilinen yeni yıl, yeni yaş, hedefe ulaşma an’ı gibi anlarda…
Neler yapabiliriz peki böyle zamanlarda, hayata bir anlam katmak için bir irdeleyelim.
Gözlem yapalım misal..
Bol bol gözlem yapalım..
Hayatı gözlemleyelim.
Mesela bugün sokağa çıktığımızda, şöyle kalabalık bir güzergahta öylece duralım.
Evet evet!
Gayet ciddiyim!
Çok yapmışlığım olmuştur!
Bir hayat felsefesi, bir yaşam gayesi henüz oluşturamamış olanlarsa, bilhassa test etsin!
En işlek caddede, öylece durup, insanlara bir bakın!
Göze çarpan, rutin telaşeler…
Robotlaşmış suratlar!..
Tek bir soru belirdi değil mi zihinlerinizde!
“Neyin telaşı bu?”
Gülen, mutlu bir yüze rastlamak neredeyse imkansız!
Acımtırak!
Oysa bir an sonra bir deprem olsa, bir sel felaketi olsa veya içlerinden her hangi birisinin belki bir an sonra, bir kaza ile hayatı son bulacak olması ihtimali, o kadar gerçeksi bir olgu ki!
Zaman zaman,  yaşamdan izole olup, lütfen bu muazzam “an sorunsalını” bir irdeleyelim!
Zira “Ne için yaşıyoruz!” sorunsalı önemli!..
Müthiş bir cevapla yaşama tutunacağınız, hatta yeni gayeler eşgüdümünde dört elle hayata sarılacağınız garantisi yüksek muhtemel!
Doğru cevaba erişebilmişseniz tabi!
Testlerle onandı zira tarafımca!
Bitmedi!
İllaki ve lütfen ama lütfen arzımdır!
“Sorun, sorgulayın, merak edin…”
Bu en önemlisi diyebileceğim, bir istirhamım da olsun üstelik!
Hangi konuda olursa olsun! önünüze sunulan her şeyi yemeyin, yutmayın, hafızanıza yer etmeyin!
Önce ve illa ki sorgulayın!
Hem de pek çok kaynaktan!
Örnek mi?!
“Sağlıklı beslenme” isimleme kareografınızda olmasın örneğin! Yediğiniz et, salata her ne ise, çeşitli kaynaklarda fayda, zarar kavramlarını bir irdeleyip, “Şunu yeme listesine alabilirim.” veya “Kesinlikle yenilmesi yasak!” gibi bir yemek (kültürü) düzeni oluşturabilirsiniz!
Önünüze bir makale, bir haber sunuldu!
Kim, nereden, hangi kaynaklardan bir araya getirmiş?
Veya kim, ne söylerse söylesin(!) bir bilgiyi, mutlak suretle çeşitli kaynaklardan da araştırıp, sunulan bilgiyi destekleyin!
“Sorun “, soruşturun hani!
İllaki “sorgulayın”!
Teknoloji çağı, milenyum çağı vs… diyoruz..
İyi hoş güzel de!
Ciddi bilgi kirliliğinin içerisinde bulunduğumuz bu çağda,  size sunulmaya çalışılanın, aslında güçlü erklerin tasarladığı bir oyun olmadığı ne malum!
Tv, internet, sosyal medya gücü, (tartışmasız artık herkesimce kabul edilen) güç erklerinin görünmez silahları zira artık!
Gözünüze erişen her bilgiyi hemen yedirmeyin zihninize!
Kabullenmeyin öyle çarçabuk!
Mutlak suretle, bilgi kirliliğinde kaybolmadan, başka kaynaklardan da araştırıp, gerçek bilgiye erişmeyi ana ilke edinin!
“Neden?”, “ Nasıl?”, “ Niçin” soruları, her konuda mutlak suretle, yan cebinizde bulunsun!
İllaki “SORUN!”..
Yine illaki ve mutlaka arzımdır!
Hayal kurun!
Başarının beklide ilk basamağı diyebilirim!
Tabulara teslim olmadan, “hayal kurun”!
Türkiye’ nin en ücra köşesinde bulunan bir köy okulunda, öğrenci misin! Hayalin bir “doktor” bir “öğretmen “, bir “astronot” veya bir “bilim insanı” olmak olsun misal!
Emin ol, başarı yolundaki ilk yapıtaşın bu “hayalin” !
Sıradaki yapıtaşı niteliğindeki basamağın ise, “ sorgulama “!
 “Bu hayalime nasıl erişebilirim?”
Harika gidiyoruz değil mi?!
Hayallerimize eriştiğimizdeki eş güdüm duygu ise; “mutluluk”..
Madem mutlu olmak için çalışma ana basamak…
O halde devam!
Sıradaki yapıtaşımız ise, “emek”.
Bu basamağı da geçtiğimizde, hayallerimize erişmiş oluyoruz..
Uzun ve yorucu olacaktır bu basamak, muhtemel ama en büyük mutluluklar, en zor, en yorucu  olan emeklerin sonunda elde edilenler değil mi zaten?!
Peki bu arada hiç mi duygu tepkimeleri yaşamayalım?
İnsanız değil mi?!
Pek çok duygu kavramımız mevcut!
Bunları yaşamaksa, yaşamın zevki (tadı, tuzu)…
Anahtarı mı; KİTAP!
Bambaşka yaşamlara, bambaşka duygulara kulaç atmanın beklide en zevkli yanı.
Sizi yerkürenin çeşitli yerlerine götürebilen, zaman zaman  içinizde kıpırtılar koparan, muazzam eserler..
Hüzünlenmek, aşık olmak, ayrılmak, koşulsuz sevgi vs..
YAŞAMDAKİ HAZLAR..
Yani yaşamın mucizevi anahtarları… KİTAPLAR….
Yine, en sevilesilerden, “Spor !”
Sağlıklı beslenme ile desteklendiğinde nasıl da dinç bir ruh kazanılıyor bir bilseniz!
 Paha biçilemez!
Özetle… 2019 da, iletişimlerimizi göz göze, karşılıklı konuşarak, dinleyerek yapalım. İlim, bilim yolumuz, ilkemiz olsun. Konserlere, sinemaya, sergi salonlarına, özellikle TİYATROYA gitmeye zaman ayıralım. Yeteneğimiz olmasa da, Resim yapalım. Müzik dinleyelim. Kendimizi ifade eden, bizi biz yapan farklılıkları yaşamımızda oluşturalım hani!
Detone de olsa, yüksek sesle, şarkılar söylemek o kadar muazzam bir haz ki..
Ya şiirler…
Onları kaleme düşürmek, nasıl güzel bir hazdır öyle!
Şiir okuyalım 2019 da…
Hatta yazmaya da çalışalım…
Bir müzik aleti çalmayı deneyip,  kurslara gidelim..
Kendimizi geliştirecek her türlü etkinliğe illaki öncelik verelim.!
VİCDAMIZIN sesi ana ilkelerimizden olsun misal!
Kimseden korkmadan, kendimiz için, kendimizi “ birinci önem sırasına” alıp, önce kendimizi geliştirip, kendimizi mutlu edelim!
Sevgi, saygı, hoşgörü, iyi niyet, başarı, huzur, mutluluk, önce kendimizi geliştirmemizle, kendimize değer vermemizle başlar…
Çünkü, hayat yolunda önce ve hep “kendi kendimizin yoldaşıyız”…
Diyeceğim o ki, “dilemek” yetmez!
Ama “ oldurabiliriz”
Ne güzel ifade etmiş bakın üstad!..
 
 
Çok Güzel Şey
Yaşamak güzel şey dogrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnin
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
Iyi günler bekliyorsan hele
Iyi günlere inaniyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey dogrusu.

Melih Cevdet Anday


Sevgiyle kalın..
  

Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Antalya Başkanı

                                                               Nazmiye ESKİ