“Kitap okumayı çocuğuma nasıl alışkanlık haline getirebilirim? “
“ Çocuğum hiç kitap okumuyor…””
“Çocuğumun kitap okuması için ne yapabilirim? “
“Hocam bizim çocuk hiç kitap okumuyor ne yapsak? Siz sınav falan yapıp takip edeceğinizi söylerseniz onu gaza getirirsiniz böylece kitap okur ha? Birinci olana da ödül veririsiniz. Ne dersiniz..?”
Bir çocuğa neden kitap ile ilgili sınav yaptırılır aklım almaz.
Ahhh  ah !
Şu özel kolejler yok mu? ve de şu özel kolejlerin velileri…
Hep bir yarış içine sokuyorlar çocuklarını.
 Daha 1. Ve 2. Sınıf çocuklarını, zevk alabilecekleri bir konuyu yarış haline sokarak, görev veya  zorunluluk haline getirerek daha il parkurda bıktırıyorlar!
Kitap okuma gibi, zevk alabilecekleri bir olguyu,  nefrete dönüştürüyorlar.
Ne yazık!
Sevgili anne babalar!
Lütfen eğri oturup doğru konuşalım.
“ En son ne zaman bir kitap okudunuz? “
 Hatırlıyor musunuz?
 Hatırlayamadığınızı görür gibiyim. Gerek çalışma hayatının yoğunluğundan, gerekse ev işleri ve çocuklarla ilgilemekten dinlenmeye zamanım yok birde kitap mı okuyacağım diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak size önemli bir şey söyleyeceğim sevgili anne babalar.
“ Çocuklara kitap okuma alışkanlığını en güzel,anne babalar kazandırır. Öğretmenler değil!“
Genellikle anne babalar bu önemli davranışı öğretmenin kazandırması gerektiğini düşünerek sorumluluğu öğretmene yıkmaya çalışmaktadırlar.
Aslında  o iş öyle DEĞİL!!!
Birinci sınıf öğrencilerini düşünelim. Altı-yedi yaşındasınız. Zor olan okuma yazmayı öğrendiniz. Öğretmeniniz ve anne-babanız size artık okuma yazmayı öğrendin, şimdi de kitap okumak zorundasın diyor!
ZORUNDASIN!!!
Sanki bir zorunluluk, bir sorumluluk, bir  ödev gibi…
Size soruyorum:
-En son siz ne zaman bir kitap okurken sesli bir şekilde güldünüz ya da ağladınız, sinirlendiniz?
Hani diyorum ki, en son ne zaman bir kitabın içine tamamen girdiniz!, girebildiniz!
-Hatırlıyor musunuz, böyle bir anınızı?!
Ben kitap okumayı çocukluğumdan beri çok severim ve bunu anneme borçluyum. Öğretmenimin bana “_Kitap okumalısın.” dediğini hatırlamıyorum bile.
Peki niye anneme borçluyum? Çünkü annem kitap okumayı sever. Üstelik, çoğunlukla kitabı sadece okumakla kalmaz, adeta yaşar. Bir gün annemin birden hıçkıra hıçkıra ağladığını duydum. Çok net hatırlıyorum yaşım dokuzdu. Merak edip anneme ne olduğunu, neden ağladığını sordum. Okuduğu kitabın çok acıklı olayların olduğunu ve bunun için ağladığını söyledi. İlk defa bir kitaba ilgi duyuyordum. Okuduğu kitabın ismi de”Gazap Üzümleri“ idi. O akşam annem o kitabı okuyup bitirmişti. Başka bir gün bu sefer başka bir kitap okuyordu. Ancak bu sefer kitap okurken birden heyecanla bağırmaya başladı.
-”Vaaayyyyy şuna bak!!!”  derken gerçekten çok heyecanlıydı ve ben gene merak edip anne bu sefer neler oluyor diye sordum.
-“Kızım dur şuan savaşıyorlar şurayı bitireyim anlatacağım sana “demişti.
Okuduğu kitap, Clive Cussler’ın “Batık” kitabıydı. O kadar heyecanlandı ki annem, bende merak edip anneme bana sesli okusana dedim ve annem bana sesli okumaya başlamıştı. Annemle beraber heyecanlanıp bağırdığımızı korsanlara kızdığımızı hatırlıyorum. İlk defa kitap okumanın bu kadar heyecanlı olduğunu görmüştüm.  İşte o an benim kitap okuma sevgimin başlangıcıydı.
Şimdi de günümüze dönelim. Teknoloji çağında doğmuş “Z kuşağı “ için kitap okumak,  bir zorunluluk, bir ödev gibi algılanıyor ne yazık ki.
Peki..
Sorarım size, “Kim veya kimler bu algıya hakim olanlar!?
Cevabı sizde!
Birçok velinin öğretmenin yanına gidip:
  • “Hocam okudukları kitap ile ilgili sınav yapsanız hırslanıp okurlar belki “
Ya da
  • “Hocam çocukların kitap okuyup okumadıklarının takibini yaparsanız cok iyi olur. Hocam biliyorsunuz ki sizin söyledikleriniz çok etkili oluyor.”
Sevgili anne babalar!
Zoraki yaptığımız hiçbir şey kalıcılık sağlamaz. Çocuğunuz küçükken “zorunlu olarak kitap okuduktan” sonra büyüdüğünde kitap okumaktan yine uzaklaşacak, hatta şuan bu baskılar, ileride nefrete dönüşecek!
“Ne? Nasıl yani?”  Şaşkınlığınızı hisseder gibiyim.
Evet!
 Gayet net bir ifade ile, yineliyorum.
“Çocuğunuzun kitaba okuma merakı, bu baskılar ile nefret’e dönüşecek!
 Neden mi?
Çünkü kitap okumanın zevkli bir şey olduğunu bilmiyor ki. Annesi ve babasının hiç kitap okuduğunu görmemiş, anne ve babasının kitap okumaktan zevk aldığını görmemiş bir çocuk, kitap okumanın bir zevk olduğunu nasıl bilebilir ki! Onun yerine bilgisayar oyunları var. Sanal arkadaşları ile geçirebileceği daha  zevkli zamanlar var!
Öyle değil mi?!
Daha önce de dediğim gibi kitap okumak bir zevk işidir. Ödev ya da zorunluluk değildir!  Lütfen kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için öğretmenlerimizden, çocuklarımızı zorlamalarını istemeyelim. Onları birer yarışa sokmalarını istemeyelim. Kitap okumaktan zevk alalım ve çocuklarımızın da okumaktan zevk aldığından emin olalım….
SEVGİYLE VE KİTAP OKUMA SEVGİSİYLE kalalım…

Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Antalya Başkan Yardımcısı
Dilek Ilgın ÖZBEN