“ Sen daha küçüksün yapamazsın!” 
“ Daha küçüksün anlayamazsın!”
“ Hayır, onu seçemezsin! “
“Geleceğin için doğru olan o değil!”
“ Hayır, ben senin doktor olmanı istiyorum!”
Birçok çocuğun, yetişkinlerden bu cümleleri duyduğuna şahit olmuşumdur.  Ne zaman bunları duysam sinirlenirim. Sırf yetişkiniz diye çocukların neyi yapıp, neyi yapamayacaklarını neden biz karar veriyoruz?
Soruyorum size!
Hangi hakla?
Neden onların hayatları ile ilgili kararlar verip,   onları  pasifize ediyoruz?
Çocukların hangi yetenekleri kazanmaları gerektiği ile ilgili bile bazen anne babaların kararlar verdiği elzem durumlara şahit olduğum zamanlar oldu ne yazık ki.
Peki neden?
Neden bir ebeveyn, bu kararı sadece kendisine hak görebilir ki?
Maalesef, eğitim yaşamında çocukların bir söz hakkı yok!
Verilmiyor!
Son kararı her daim ebeveyn veriyor! Ne acı değil mi? Okuyan, geleceğini kuracak olan çocuk, bu konuda bir söz hakkı mevcut değil!
Çünkü;
“Çocuk ne isteyeceğini bilemez!”
“Çocuk kendisi için neyin iyi olduğunu bilemez!”
“Çocuk istediklerinden çabuk vazgeçebilir!”
“Çocuk hayatın zorluklarını bilemez!”
“Çocuk ileriki yaşlarda yaşayabileceği zorlukları bilemez!”

Birçok sebep daha ilavesi mümkün…
Peki çok değerli  anne – babalar!  
Bizler çocuklarımızı neden bu kadar ”  küçük “ görüyoruz?
Neden çocukların hayatları ile ilgili kararlarına bu kadar “müdahelesel” davranıyoruz?
Neden bu kadar “baskı kurup”, onları birer “KUKLAya” çeviriyoruz?
Evet!
Teşbihte hata olmaz bilirsiniz.
Neden “KUKLAya” çeviriyoruz çocuklarımızı?!
Bir çocuğa kendi fikirlerini uygulamaya fırsat vermediğimiz sürece, onlara kendilerini tanıma fırsatı vermediğimiz sürece, sadece bizim söylediklerimizi yaptırdığımız sürece, yine onlar için biz kararlar alıp, bu kararları zorla çocuklarımıza yaptırdığımız sürece, biz kendi öz benliğinde olan, ayakları üzerinde durabilen, sorgulama yeti ve becerisine hakim bireyler yetiştirebilir miyiz?!
Biz bunları yaptığımız sürece, onları sadece birer kuklaya çevirmiş olmaz mıyız?!
Çoğu anne – baba, “Ben yapamadım. Oğlum/kızım yapsın.” düşüncesi ile geçmişte yapmak isteyip de yapamadıklarını çocuklarına zorla yaptırma girişimi içerisinde oluyor.
Soruyorum sizlere,
“Bu hayat kimin hayatı? Çocuğunuzun mu?  Yoksa sizlerin mi? “
Çocuk hakları sözleşmesine baktığımızda “Her çocuk, görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren her konuda görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir. Herkesin çocukları dinleme, onların fikirlerini öğrenme ve onlara saygı gösterme sorumluluğu vardır.” İbaresi okunur ancak bu ne kadar uygulana biliniyor ki… çocuk seçtiği bir mesleği, annesi babası da istemediği sürece okuyamıyor. İstediği okulu seçemiyor bile. Hatta üniversite öğrencisi bile bu durumun derin sancılarını yaşıyor. Gidin sorun üniversite öğrencilerine! Teminat verebilirim ki, pek çoğu aile baskısı ile okuduğu bölümde okuma ya çabalıyor! Sonra, ben hiçbir eksiği olmasın diye çabalıyorken, benim çocuğum niye başarısız?!
Tebrik ederim!
Mutsuz birey/leri  ülkemize itina ile biz kazandırıyoruz!
Sevgili anne,  babalar;
Bırakın çocuğunuz istediğini yapsın. Bırakalım neler yapabileceklerini kendileri görsünler. Yaşasınlar.
Bırakın hata yapsınlar.
Bırakın düşmeyi bilsinler. Bilsinler ki tekrar ayağa kalkmayı öğrensinler.
Bırakın gerçek hayatı öğrensinler.
Anne ve babalarının onlara anlattığı hayatı değil; gerçek dünyayı, zorlukları ve kolaylıkları, başarıları ve başarısızlıkları, kendi gözleri ile görsünler, yaşasınlar, deneyimlesinler.
Kendi geleceklerini kendileri kursunlar. Kendi istedikleri şekilde!
Onlara, onların hayatları ile ilgili fikirlerine saygı gösterelim.
 Kendi fikirleri doğrultusunda yaşamalarına için fırsat verelim.
Mutlu bir hayat yaşamaları için bırakın onlara bir şans verelim.
Bu sayede kimseye KUKLA olmayan, özgür, mutlu ve sağlıklı bireyler yetiştirelim.
Geleceğimizin mutlu bireyleri için;
Çocuklarımıza saygı duyalım.
Çocuklarımızın aldıkları kararlara saygı gösterip, onları destekleyelim.
Onların hayatları için onlar adına yol seçmeden, onlara onların çizdikleri yolda destekleyici olalım.
İlla ki SEVelim.
Ve illa ki SAYGI duyalım…


Antalya Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Başkan Yardımcısı
Dilek  Ilgın ÖZBEN