Bugün sabah bir ortaokulun önünde durdum. Öğretmen ve öğrencileri bir süre izledim. Öğretmenlerin giyim kuşamına, hal ve hareketlerine baktım, üzüldüm, içim acıdı. Nerden nereye gelmişiz. Kendi öğrencilik yıllarımı düşündüm ve mukayese ettim. Hayatta tekâmül esastır ama bizde maalesef tedenni. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, bütün Türkiye’yi baştan başa her anlamda bir nizama sokma, düzen, temizlik, disiplin, maddi ve manevi alanlarda hızla kalkınma, ciddiyet, sorumluluk, ufuk genişliği, büyük devlet ve millet olma bilinci, medeniyet, eğitim, kültür, ilerleme heyecanıydı.
Atatürk iradesi, sıfırdan alınan bir millet ve devleti tam bir disiplin içinde hızla yükseltme, ilerletme, kalkındırma, geliştirme, refaha, mutluluğa, medeniyete ulaştırma, Cumhuriyeti dünya devleti ve özenilesi medeni bir millet yapma ülküsü idi.
Bir de alttaki şu fotoğrafa baktım. 1950 yılında Malatya’da görevli tüm öğretmenler, Gazi İlkokulu'nun kapısında birlikte toplanıp fotoğrafa girmişler. (Kız Enstitüsü, Sanat Okulu, Ticaret Lisesi, Malatya Lisesi ve İlkokul öğretmenleri topluca).
Titreyip silkinelim, hızla derlenip toparlanalım, yeniden şaha kalkalım. Kılık kıyafetimizden hal ve davranışlarımıza, bilgi ve kültürümüzden görgü ve ruh dünyamıza kadar maddi ve manevi her varlığımızı yeniden nizama sokmayı, sorumluluk ve ciddiyet duygusuyla yeniden büyük millet olma ülkümüzü diri tutarak düştüğümüz yerden kalkmasını bilelim. Tek eksiğimiz, inanç, irade, kendilik bilinci, tarih bilgisi, milliyet ruh ve şuuru, geleceğe hükmetme ihtirası, kalite tutkusu, büyük düşünme ve profesyonellik. Ey Türk milleti toparlanın, kendinize gelin ve kutlu gelecek seferinize özgüvenli adımlarla yürüyün.