Öğretmenler Atama bekliyor MEB’de ses yok Öğretmenler Atama bekliyor MEB’de ses yok
sözleşmeli öğretmenlere kadro verilmesi, memur öğretmenlerin öğretmenliğe geçirilmesi, yardımcı hizmetler sınıfında çalışan personelin durumu gibi güncel konular ve çözümlerine yönelik önerileri, Yasin Erdem kaleme aldı. Bakanlığın yerel seçimler öncesinde bu sorunlara el atması gerektiğini gündeme getiren Erdem'in yazısı şöyle:

BEKLENTİLER HAT SAFHADA
Yerel seçimler yaklaşırken, toplumsal beklentilerin hat safhada olduğu günlerden geçiyoruz.  Ülke gündemi o kadar dolu ki, yoğun sıcak bir seçim atmosferinden geçiliyor. Ama oy verecek halk da bir sessizlik var.
Bu sessizliğe anlaşılması güç bir sessizlik desek yanlış olmaz.
Halkın beklentileri o kadar yüksek ki, bunun iyi anlaşılması ve kavranması gerekmektedir. Bu beklentiler kısaca şöyle özetlenebilir:
Tarım ve Hayvancılık sorunu,
Kamuda sıkıntılar,
Her alanda gün geçtikçe artan isteksizlik,
Gençler işsizlikten sıkıntılı,
Emekliler geçim derdinde…
Bu liste böyle uzayıp gider. Adeta toplumsal bir yüklenme var. Bu istikrar açısından son derece tehlikeli bir yapı oluşturuyor.

ÜLKENİN ÖNÜNE SET KURMAK DEMEKTİR
Ülke genelinde o kadar isteksiz ve boş vermişlik var ki, bunu artık görmemek mümkün değil.  Bir an önce müdahale edilip, halkın mutluluk eşiğine çekilmesi gerekmektedir.  Şuan ülkemizin en son isteyeceği şey istikrarsız bir yapıya dönüşmektir ki bu durum yıllardır gelişen ülkenin önüne set kurmak demektir.

TOPLUMSAL İSTEKLER KARŞILANABİLİR ÖLÇÜDE MİDİR?
Peki toplumsal beklentiler karşılanabilir bir ölçüde midir? Kişilere ve ihtiyaçlara göre değişen bir algıdır bu sorun. İşin özeti ise tüm bunlar gerçek olan toplumun bir beklentisi olduğudur.
Tarım ve Hayvancı çalışıp didinip elde ettiği ürünleri, reel fiyattan satmak istiyor. Ürünlerini girdi fiyatlarının üzerinde satıp kar elde etmek isterken, makul anlaşılabilecek bir istekte bulunuyorlar. Sektörden çekilmeye başlayan bu insanlarla barışıp tekrar tarlalarına, ahır ve ağıllarına geri döndürüp istikrarı sağlamak gerekmektedir.

SÖZLEŞMELİ MEMURLAR BAŞI ÇEKMEKTEDİR
Kamuda ise çoğunluğu çeken sözleşmeli memurlar var. Bu insanlar kadrolu memurun yaptığı işin aynısını yaparken, kamusal haklarını alamamaktan şikayetçi. Aile bütünlüğünün olmadığını, derece kademe gibi haklardan yararlanamadığı gibi bir çok etmenlerden şikayetçiler. 250 bin kişilik muazzam sayılarıyla hükümetin kendilerini görmesini, kendilerinin de bu çarkın içinde olduğunu dile getirirken, artık kamusal haklarını yani kadrolarını istiyorlar.
Daha önceki yılllarda sözleşmeli memurlara kadro verilmişken, 6 yıldır bu konuda adım atılmaması isteklerini devlet terbiyesi altında gündeme taşıyan bu insanların devlete olan güvenini sarsmaktadır.

YARDIMCI HİZMETLER SINIFI
Kamuda  yine sesiz bir çoğunluk olan Yardımcı Hizmetler Sınıfı da artık kendilerini memur olarak görmek istiyor. İçlerinde lisans mezunu , ön lisans mezunu ve teknik sınıfı insanların olduğu bu grup, kendilerinin de mezuniyetlerine göre sınıflandırılmasını istiyor.

MEMUR ÖĞRETMENLER
Ya Memur Öğretmenler; asıl işlerini yapmak yani öğretmenliğe dönmek istiyorlar.
Toplumsal beklentiler de halk artık kendilerinin de görülmesini isterken, bunun vergi borcu v.b ticaretle uğraşan kısımla birlikte, kendilerinin de sorunlarına el uzatılmasını bekliyor.
Buradan yazamadığım birçok sosyal beklentiler var.
Yerel seçimler öncesi bunlara kulak verilmeli. Hem kamuda hem de halk nezdinde bu beklentilerin zaman geçmeden çözülmesi gerekmektedir. Bu çözüm ülkemizin istikrarı için oldukça elzem ve gereklidir. Bu sorunların ortadan kaldırılması gerekmektedir.

DOĞRU ANALİZ ŞART
Yıllardır bu ülkenin geleceği için uğraşan Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip ERDOĞAN’a her konu da yardımcı olmak, bu sıkıntılı süreçte onun yanında olmak gerek. Bu sorunların çözülmesi için danışmanlarına ve bürokratlara büyük görev düşüyor. Bu noktada sorunlar, çözüm odaklı doğru analiz edilmeli, bu çözümlerin kamuoyunu rahatlatıcı şekilde sonuçlandırılması oldukça önemlidir.
Doğru analiz doğru sonucu verir.
Ülkemizin geleceği için reel açılımlar yapıp, sorunların çözümüne gerçekçi yaklaşmanın en anlamlı yaklaşım olacağı kanaatindeyim.
Ülke hepimizin. Yaşayacak başka toprağımız yok.
Hep birlikte güçlü bir ülke için, istikrarın devam etmesi için, toplumsal beklentiler zaman kaybetmeden çözülmelidir.
Kaynak:kamugündemi.com