Çok sayıda öğretmenin yeri ve pozisyonu değişecek MEB takvimi açıkladı Çok sayıda öğretmenin yeri ve pozisyonu değişecek MEB takvimi açıkladı
Milli Eğitim Bakanlığı'nın normalleşme süreci dahilinde aldığı kararla 31 Ağustos'ta okulların açılması yönünde yaptığı planlamanın, vaka sayılarındaki artış nedeniyle 21 Eylül 2020 tarihine ertelenmesinin yankıları devam ediyor. Okulların 21 Eylül'de de açılıp açılamayacağı yönündeki tereddütlere yönelik önemli bir açıklama, öğretmen kökenli milletvekilinden geldi. İşte o açıklama ve haberin detayları:
Sağlık Bakanlığı’nın günlük corona virüsüyle ilgili verdiği binli rakamlarının hiç inandırıcı olmadığını belirten 40 yıllık öğretmen ve eğitimci İYİ Parti Milletvekili İsmail Koncuk, okulların açılma kararıyla ilgili şunları söyledi:

* Ben bir eğitimciyim ve yüz yüze eğitim öğretimin hayatımızdaki önemini asla tartışmam. Bu anlayışla açık öğretimin, yüz yüze eğitime alternatif hale getirilmesine dahi karşı oldum. Bugün ise çok başka şartlar altındayız. Önce sağlık ve can diyerek, aksini görmek kabul edilemez.

SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN RAKAMLARI İNANDIRICI DEĞİL

* Milli Eğitim Bakanlığı, okulların 21 Eylül'de açılabileceğini açıkladı ki, bu dahi şu an tartışmalıdır. Bu konuyu öğretmen tatili uzasın bağlamında değerlendirenler şu ana kadar 6 bin canı kaybettiğimizin ne kadar farkında bilmiyorum. Bu şartlarda 21 Eylül'de okullar açılır mı? Göreceğiz.

* Okulların açılması demek, 20-30 m2’lik alanda 18.5 milyon öğrenci ile 1 milyon öğretmenin sabahtan akşama kadar aynı havayı soluması demektir. Günlük açıklanan binli rakamlar hiç de inandırıcı değil. 18.5 milyon öğrencini bu ortamda aldığını eve götürecek.

EĞİTİMİN BİLE TELAFİSİ MÜMKÜN AMA HAYATIN TELAFİSİ YOK

* Okulların açılması ile diğer kurum ve kuruluşların açılması aynı etkiyi, aynı güçte oluşturmayacağı bir gerçektir. Bu sadece öğretmen ve öğrenciyi ilgilendiren bir durum da değil. Toplum sağlığına olumsuz yansıması hesap edilemeyecek kadar büyük olabilir. Bu sebeple okulların 21 Eylül'de açılmasının henüz kesin olduğunu düşünmüyorum.

* Böyle önemli bir konuyu, ‘öğretmen tatili uzasın’ gibi dar bir bakış açısıyla değerlendirmek, asıl problemden uzağa savrulmamız sonucunu doğurur. Bakanlık ve İktidar da bu yanlış mantıktan kurtulmalı. Alınacak her türlü karar ve çıkacak sonuçların tüm sorumluluğu karar alıcıların omuzlarındadır. Her şeyin, eğitimin bile telafisi mümkün ama hayatın telafisi yoktur.