Lise Öğrencilerine Bakan Yusuf Tekin’den olumsuz yanıt: Uygun bulmuyoruz Lise Öğrencilerine Bakan Yusuf Tekin’den olumsuz yanıt: Uygun bulmuyoruz
Milli Eğitim Bakanlığı ve bakanlık adına Bakan Ziya Selçuk, okulların 31 Ağustos 2020 tarihinde açılacağını ve alınan tedbirler eşliğinde derslerin yapılacağını duyurmuştu. Ancak 1 Temmuz normalleşme kararının ardından artan vaka sayıları, anılan tarihte okulların açılıp açılamayacağı ve açılırsa da nasıl bir sistemle açılacağı sorularını gündeme getirdi.
Sağlık Bakanlığı da geçtiğimiz günlerde okulların açılışı ile ilgili yapılan düzenleme sonrası alınan kararları açıklayarak çeşitli koşullar ortaya koydu. Bu kararların ardından okulların açılışında nasıl bir yöntem uygulanacağı konusu da gündeme geldi. Tüm bu merak edilen gündem maddeleri ile ilgili olarak Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel açıklamalarda bulundu. İşte açıklama ve haberin detayları:
Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GATA) Yoğun Bakım ve İç Hastalıkları Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, koronavirüs salgını nedeniyle okulların 31 Ağustos’taki açılış tarihinin ertelenmesi ihtimalini değerlendirdi.
Prof. Dr. Yamanel, "Vaka sayılarımız çok artar, kontrol altına alınmayacak düzeylere çıkarsa o zaman okullar açılmayabilir. Zaten okullar için de hibrit modeller var biliyorsunuz. Yani yarısı evde yarısı okulda gibi bir eğitim düzeni söz konusu olabilir. Mesela 10 ders var, 5’i evde, 5’i okulda gibi. Bizim için daha uygun olacaktır. Temas olasılığını daha aza indirecektir, bu nedenle de Milli Eğitim Bakanlığımız da bu yönde çalışıyor. 1 metrelik sosyal mesafe sınıflarda yeterli olacaktır. Ama okulun kapalı alanını düşünerek ona göre yapılan bir çalışma mevcut. Tabii belki vardiyalı eğitim de söz konusu olabilir, sabah-öğlen gibi veya üç vardiya gibi önlemler gelebilir" diye konuştu.
'100'ün altına inersek birinci dalga biter'
Prof. Dr. Levent Yamanel, böyle gitmesi halinde 15 gün içinde günlük vaka sayılarında 500'ü göreceklerini söyleyerek, "Daha iyi daha güzel şeyler konuşuruz o zaman. Dünyada sonbahar aylarında ikinci dalga bekleniyor. Türkiye hala birinci dalgayı yaşıyor. Biz daha birinci dalganın plato fazındayız. Yani birinci dalganın bitişi için, birinci dalgayı atlatmamız için 100’lü seviyelerin altına da inmemiz gerekiyor, ikinci dalgayı o zaman konuşabiliriz. Yazın 100’ün altına inebilirsek tabii ki çok avantajlı oluruz. Çünkü o zaman sağlık sistemimiz ikinci dalga için daha dinç olacaktır" ifadelerini kullandı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Kovid-19'un havadan bulaşma ihtimalini kabul etmesine de değinen Prof. Dr. Yamanel, koronavirüsün damlacık enfeksiyonu olduğunu ve damlacıkların bir süre havada kaldıktan sonra yere düştüğünü hatırlattı. Prof. Dr. Yamanel, "Bu havada kalan damlacık koridorlarında tabii insanların bunları almaları mümkün. Bu nedenle özellikle kapalı alanlarda havalandırmaya çok dikkat etmek lazım. Ama tabii ki klimaların kullanımında da hava akımları oluşabilir. Yine damlacığın uzun süreli uzun mesafeler de gitmesi mümkün olabilir. Tabii hava akımı oldukça damlacıkların yere düşmesi gecikebilir. Bu nedenle de havada asılı kalma durumu da söz konusu olabilir. Bunun ‘ne kadar kalır’ı çok ortaya konmuş bir şey değil. 5-10 dakika mı yoksa saatler mi sürüyor tam olarak ortaya konmuş değil. O nedenle hava akımı oluşturan cihazları özellikle kontrollü kullanmak gerekiyor" diye konuştu.