Bu ülkede on binlerce eğitim fakültesi mezunu öğretmen adayı atanmayı beklerken, diğer fakülteleri bitirip de birkaç aylık eğitimle formasyon belgesi alıp bununla öğretmenlik hakkı kazanmak hem adil değil, hem de öğretmen niteliğini düşüren bir durumdur.

MEB Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran’ın açıklaması sonrasında sosyal medyada yapılan yorumlardan insanların pedagojik formasyonun kaldırılmasının ne anlama geldiği hususunda karmaşa yaşanıyor. Bahse konu formasyon eğitim fakültesi dışındaki fakültelerden mezun olanların, öğretmen olmak amacıyla ücret ödeyerek almış oldukları formasyon belgesidir. 

Öğretmenliğin her geçen gün daha da zorlaştığı bir dönemde, yetersiz bir eğitimle formasyon belgesi alanların bir çoğunun sınıf yönetiminde zorlandıklarını, eğitim psikolojisi bilmediklerini, öğrencilerle sık sorun yaşadıklarını, öğrenciyi derse güdüleyemediklerini, öğretim yöntem ve tekniklerini yeterince uygulayamadıklarını, ölçme değerlendirme yaparken doğru dürüst soru bile soramadıklarını üstelik bu durumun pek umurlarında olmadığını görüyoruz. Öğretmen niteliğini artırıcı temelden bir adım atılması gerektiği açık.

MEB 2023 Eğitim Vizyonu açıklandıktan sonra vizyonda yer alan cümleden hareketle “Öğretmen alımında formasyon belgesi şartı kaldırılacak, herkes öğretmenliğe müracaat edebilecek, atamalar sonrasında öğretmenlere pedagojik formasyon verilecek” gibi değerlendirmeler yapıldı.  

Vizyonda yer alan cümle şöyleydi: Sertifikaya dayalı pedagojik formasyon yerine, lisansüstü düzeyde “Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık Programı” açılacaktır. Burada geçen “yerine” ifadesinden eskiden olduğu gibi eğitim fakültesi dışından atamalar yapılacağı  ve tüm öğretmenlere atandıktan sonra formasyon yerine lisansüstü eğitim verileceği anlamı çıkıyordu. Bunun yanlış olacağını, öğretmenliğin eğitim fakültesi mezunlarının hakkı olduğunu, diğer fakülte mezunlarına öğretmenlik hakkı verildiği anlamı çıkan bu ifadenin düzeltilmesi gerektiğini ilgililere arz etmiştim.
Müteakiben Sayın Bakanımızın sadece eğitim fakültesi mezunlarının öğretmen olarak atanacağı, şeklinde değerlendirilen birkaç açıklaması oldu.  Bu önemli husus neden herkesin anlayacağı şekilde izah edilmez ki diye düşünebilirsiniz!

Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulunda bazı üyelerin  Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarının öğretmen olarak atanabilmelerini savunduğunu biliyorum. Bir de İlahiyat Fakülteleri var tabi. 

Ben, sadece Eğitim Fakültesi mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmesinin doğru olacağına inanıyorum. Bu ülkede on binlerce Eğitim Fakültesi mezunu öğretmen adayı atanmayı beklerken, diğer fakülteleri bitirip de son derece verimsiz olduğu bilinen birkaç aylık eğitimle formasyon belgesi alanlara öğretmenlik hakkı verilmesin hem adil  bulmuyor, hem de öğretmen niteliğini düşüren bir durum olarak görüyorum.
Bu ülkede öğretmen yetiştirmek için eğitim fakülteleri kurulduysa o zaman öğretmen olma hakkı sadece onlara verilmelidir.  Yetersiz olduğu aşikar bir pedagojik formasyon belgesi alarak öğretmenliğe müracaat etme dönemi artık bitmelidir. 

İlahiyat ve Fen Edebiyat Fakültelerinin amacı öğretmen yetiştirmek değildir. Şayet amaçları öğretmen yetiştirmek olarak düşünülüyorsa o zaman bu fakülteler yeniden yapılandırılmalıdır. Eğitim Fakültelerinde okutulan dersler burada da okutulmalıdır. 

Eğitim Fakülteleri dışındaki fakültelerden mezun olanlara öğretmenlik hakkı verilecek mi Bakanlığımızın bir tek cümle ile açıklaması durumu netleştirecektir.

Doğan CEYLAN