ÖSYM'den Öğretmenlere 3 oturumluk yeni sınav görevi ÖSYM'den Öğretmenlere 3 oturumluk yeni sınav görevi
Vekiller bu çağrıyı karşılıksız bırakmadı ve  sağlık çalışanlarımız ile ilgili  beklenen sevindirici  kararı aldılar. 
Sağlık çalışanlarımızın güvenliği için yapılan bu yasal düzenleme  yaşadığımız bu zorlu kriz günlerinde  canla başla görev yapan sağlık çalışanlarımıza moral ve motivasyon olduğu tartışılmaz. Hem bir vatandaş hem de bir eğitimci olarak  ben de sevinçle karşıladım bu haberi. Şiddet bir insanlık suçudur. Görevi başındaki insanlara şiddet uygulamak da cezasız kalmamalıdır elbette.  
     Görevi başında şiddete maruz kalan bir başka meslek grubu da  öğretmenler  ne yazık ki… Evet Covid-19 salgını başladığından beri yüzyüze eğitime ara verilmesiyle uzaktan eğitime geçilmiş, öğretmenler büyük bir gayretle  evlere kapanan öğrencileri hem sıkılmadan eve tutabilmek hem de eğitimi imkanlar ölçüsünde devam ettirebilmek için her yolu deniyorlar. 
      Milli Eğitim Bakanlığının  oluşturduğu uzaktan eğitim çalışmalarında üzerlerine düşen yükümlülüklerin de fazlasını yapma çabasını gösteriyorlar. Gün boyu bakanlıktan gelen  eğitim faaliyetlerinin duyuruları, il milli  eğitimlere, ordan ilçe milli eğitimlere, ordan okul müdürlüklerine, en sonunda da whatsaplar aracılığıyla öğretmenlere iletiliyor. Ve tüm iş yükü öğretmenlerde nihayet.  Öğretmenler evdeki öğrenci ve velilerini Eba Tv program akışı, eba.gov.tr paylaşım ağı, kendi çabasıyla ve tamamen sorumluluğu üzerine alarak, canlı yayınlar, videolar, whatsaptan ödevlendirmeler, ödevleri takip etmeler öğrenci ve veli ile iletişime geçip, çeşitli bilgilendirme,  moral ve motivasyon sağlama çabasıyla olanca gayretlerini sürdürüyorlar. Ki bunu severek ve isteyerek yapıyorlar. 
      Bununla da yetinmeyip VEFA GRUPLARI adı altında  gün boyu evlerinden çıkamayan 65 yaş üstü vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak için kapı kapı dolaşıp hizmet götürüyorlar. 
      Ve insanlarımızı hem  Covid-19’dan korumak  hem de ülke ekonomisine katkı sunmak için gecesini gündüzüne katarak çalışan öğretmenlerimiz.  Okulları fabrikaya çevirip tıbbi siperlikler, cerrahi  maskeler, solunum cihazları ve dezenfektanlar üreterek gurur kaynağımız olan öğretmenlerimiz harikalar yaratıyorlar adeta.  
   Peki ülkemizin geçtiği bu zor günlerde uzaktan eğitimin görünmeyen kahramanları öğretmenler nelere maruz kalıyor?
    İşte, Türk Eğitim Sen’ in öğretmenlerle yaptığı bir anket, öğretmene yapılan şiddetin sayısal verilerini çok net ortaya koyuyor.
        Türk Eğitim Sen 07-18 Kasım 2019 tarihleri arasında öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumlarını ve mesleki sorunlarını tespit etmek amacıyla bir anket çalışması yapmış. Anketin  sonuçlarına gelince:
ANKETE KATILANLARIN % 48.7’ si MESLEK HAYATINDA BİR YA DA DAHA FAZLA SAYIDA ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINI,  % 56.9’u okulda kendini güvende hissetmediğini belirtmiş.
“Meslek hayatınızda öğrenci/veli şiddetine (fiziksel, sözlü, psikolojik, cinsel şiddet) maruz kaldınız mı?” sorusuna ankete katılanların;
% 36.7’si 1-3 kez,
% 5.6’sı 4-6 kez,    
% 6.4’ü 7 kez ve üzeri derken;
“Hiç kalmadım” diyenlerin oranı % 51.3’tür.
Şiddete maruz kalanlara şiddetin nerede gerçekleştiği sorulduğunda ise… 
 % 30.6’sı okul koridorunda,
% 21’i okul bahçesinde,
% 18.9’u öğretmenler odasında/müdür odasında,
% 16.8’i sınıfta,
% 12.7’si okul dışında cevabını vermiş.
Şiddete maruz kalanların sadece  % 14.4’ü şikayetçi olurken, % 85.6’sı şikayetçi olmamış. Şiddete maruz kalıp, şikayetçi olmayanların;
% 45.7’si “Özür diledikleri için şikayetçi olmadım” derken,
% 27.3’ü “Şikayetçi olmamam yönünde telkinler aldığım için şikayetçi olmadım” 
% 12.6’sı “Korktuğum için şikayetçi olmadım” demiş.
           Anketin  söylediği bu gerçekleri aslında herkes biliyor.  Evet öğretmenler görevleri başında fiziksel, sözlü ve psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Ve yıllardır bu konuda seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Hatta en son   eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önleyici tedbirler alınması amacıyla  aylar önce 21 Kasım 2019’ da  5237 sayılı  Türk Ceza Kanunu’ da değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi MHP Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ tarafından  TBMM Başkanlığı’na   teklif olarak sunulmuştu.  Hala  bekliyoruz!  
     Ancak, bizler  öğretmen olarak Öğretmene Şiddeti Önleme Kanunu beklerken, dün mecliste alelacele “ Öğretmenler, yaz tatili içinde aralıksız 2 ay izinli olacak ancak bu 2 aylık izin sürelerine dokunulmadan kalan tatil zamanlarında yönetmelikte saptanacak meslekle ilgili çalışmalara katılmakla yükümlü olacaklar.
İlçe, il veya ülke genelinde genel hayatı etkileyen salgın hastalık, doğal afet, elverişsiz hava koşulları gibi nedenlerle eğitim öğretim faaliyetinin 2 haftadan fazla süreyle yapılamaması halinde uygulanacak telafi programlarının ders yılı içinde tamamlanamadığı durumlarda, yaz tatilinde yapılacak eğitim ve öğretim faaliyetleri nedeniyle, Milli Eğitim Bakanlığınca öğretmenlerin izinleri kısaltılabilecek. Bu durumda öğretmenlerin izinleri bir aydan az olamayacak.”  Kanunu çıkarıldı.  
         Bu kanun bizlere neler getirecek , önümüzdeki süreç bizlere gösterecek.  İyileştirilmesini beklediğimiz öğretmen  özlük haklarımız zarara  uğrayacak mı ?  Bu kanunla öğretmen hakları kırpılmaya mı çalışılıyor ? Merak edilen sorular arasında elbette.
   Mecliste çalışmaya devam ederek bu kanunlara imza atam milletvekillerimizden  aynı hassasiyeti bekliyor ve merak ediyorum. 
  Sayın Milletvekillerimizin elleri, öğretmenlere şiddeti önlemek için ne zaman havaya kalkacak? 
  Ve bekliyoruz !  Biz öğretmenlerin gönlünü kazanan  Sayın Bakanımız   Ziya Hoca’ mız ne zaman  Meclise, Milletvekillerine  Öğretmenlere Şiddeti Önleme Kanunu’n çıkarılması için çağrıda bulunacak ?
   Ve müjde bekliyoruz. Hem sayın Bakanımız Ziya Selçuk’a hem sayın milletvekillerimize  teşekkürlerimizi iletmek için.
 KADRİYE DEMİREL- EĞİTİMCİ