Öğretmenler Atama bekliyor MEB’de ses yok Öğretmenler Atama bekliyor MEB’de ses yok
Milli Eğitim bakanlığı bakan ziya Selçuk'un göreve gelmesinin ardından çok farklı ve etkili söylemler ile eğitim camiasının ve halkın takdirini kazanmaya başladı. Selçuk'un açıklamaları arasında yer alan en önemli konulardan biri de yönetici atamalarında liyakatin ön plana çıkartılması oldu. Okul müdürlerine sınav açıklanmasının ardından olumlu ve olumsuz tepkiler de gelmeye başladı. Eğitim Bir Sen'li başkan buna tepki gösterirken, Lider Eğitimci Yazarlar Derneği'nden de destek açıklaması geldi.

Okul Müdürlerine liyakatin geleceği ve sınav uygulanacağı açıklamasının ardından konuya tepki gösteren İstanbul Eğitim Bir Sen 3 No'lu Şube Başkanı Memiş, müdürlerinin görevden alınmasının aşil tendonlarının kesileceği anlamına geldiğini söyleyerek adeta MEB'i tehdit eder bir açıklama yapmıştı. Kamuoyunda yer alan tepkilerden en önemlisi ise Eğitimci Yazarları bir araya getirerek ülkemizin eğitim sorunlarını, eğitimin geleceğini masaya yatırarak geleceğe dair projeksiyon oluşturan Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu'ndan geld. Türkiye'de eğitimin en etkili sesi olan derneğin açıklaması şöyle:

Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Olarak Bakanımız Ziya SELÇUK'un Yanındayız
Bizler Lider Eğitimci Yazarlar Derneği olarak özellikle son günlerde yönetici atama sistemi üzerinden Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK’a yüklenerek yıpratmaya çalışanların karşısında Bakanımızın ise Yanındayız. “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” der Bilge Kral” olarak tanıdığımız Aliya Izzetbegoviç. Evet bazı zamanlar vardır ki kimin ne zaman, nerede ve kimin yanında durduğu önemlidir. Bizlerde özellikle yönetici atama sisteminde yapmaya çalıştığı adımlardan dolayı bakanımıza sözde kendilerince yüklenmeye hatta bu vesile ile yıpratmaya çalışanların karşısında sessiz kalmadan eğitim ve ülkemiz için bakanımızın yanında olduğumuzu ifade ediyoruz.
 
Yıl 2014 de binlerce eğitim yöneticisi çıkarılan kanunla görevden alınmış, yerlerine mülakatla bile değil teklifle görevlendirmeler yapılmıştı. Bu durumun gerekçesi; kamuoyuna ve eğitimcilerimize başarısız yöneticilerle çalışılmak istenmemesi olarak açıklanmıştı. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı ve kamuoyu gördü ki PİSA, TIMSS gibi sınavlarda maalesef ülkemiz daha geriye gitti ve teklifle atanan eğitim yöneticilerinin birçoğu çok başarısız oldu. Bu duruma ses çıkarmayanların bu günlerde Sayın Bakanımız Ziya SELÇUK’un kariyer ve liyakat esaslı sisteme geçileceği açıklamasına feveran etmeleri manidardır.
 
Hatta bazı açıklamalar o kadar ileriye taşındı ki halk arasındaki deyimle “aba altından sopa göstermeye” kadar vardı… Hem de kime karşı, Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve getirdiği Sayın Bakanımız Ziya SELÇUK’a karşı. Bizzat şahit olduğumuz öyle örnekler var ki; iki tanesini kısaca buraya alıp sormak istiyoruz, eğitim sistemimizi bu insanlar mı yönetsin? Büyük illerimizin en merkezi bir okulunu ziyaret ediyoruz, okul müdürü 35 yaşlarında fakat DYS sistemini dahi kullanamıyor… Yine büyük illerimizden birinde okul yöneticisi yönetmelikte açık hüküm olduğu halde ilgili yönetmeliği anlayamadığından sekiz yıllık görev süresi dolan yöneticiyi öğretmenin isteği dışında okul normuna almış… Öğretmen “bu uygulama yanlış” diye feryat ediyor ama dinletemiyor. Dilekçe veriyor, dilekçesini teslim edeli bir ay olmuş halen cevap verilmemiş, şifahen öğretmene bu durumun tek çözümü dava açmanız deniliyor. Kısaca idareyi dava edin çözümü sunuluyor. Mahkemelerin iş yükü, ekonomik zarar, yapılan yanlış kimsenin umurunda bile değil… Şimdi sorumuzu yineleyelim: “eğitimi bu insanlar yönetmeye devam mı etsin? , bu insanlarla eğitim sistemi dolayısıyla ülkemiz başarıya ulaşabilir mi? Eğitim camiası mutlu ve huzurlu çalışabilir mi?”
 
Sayın Bakanımız yeni bir sistem diyor, kariyer ve liyakat diyor, yöneticileri eğitime alacağız diyor, bazıları için bu söylemler bile yetiyor, basıyor feryadı “tendon kesmek” diyor… Eğitim yöneticiliği hukuken ikinci görevdir. Eğitim yöneticilerinin yenilenmesinde hukuken hiçbir engel yoktur. Kaldı ki zaten yenilenecek insanlar o görevleri hak ediyorlarsa yapılacak sınavda yine başarılı olup daha iyi yerlerde çalışma imkânına kavuşabileceklerdir. Yok, hak etmiyorlarsa bu ülkeye kötülük yapmanın bir anlamı var mıdır? Gitsinler ki daha başarılı daha liyakatli insanlar o görevleri yerine getirsin. Hem dinimiz de bunu emretmiyor mu? Bakın ayette; “NİSÂ-58: Şüphesiz ki Allah; size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah; bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah; Semi', Basir olandır.” demiyor mu hak edene verin…
 
Sendikalar demokratik rejimlerin olmazsa olmazıdır. Üyelerinin özlük haklarının iyileşmesi için mücadele ederler.  Fakat üyelerine koltuk kapmak için mücadele etmezler. Çünkü sendikalar şunu bilir ki; zaten hak eden üyeleri en iyi yerlere liyakat esasıyla gelecektir. Bu konuda bizim de bir önerimiz olsun; MEBBİS üzerinden tüm eğitim çalışanlarına “eğitim yöneticiliği görevine sınav esaslı bir sistem mi gelsin, yoksa mülakat ve teklifle atama mı yapılsın”  anketi düzenlenerek sonucu kamuoyuna açıklansın. Ama bu anketi de istemezler, çünkü bilirler ki eğitim çalışanlarının en az %90’ı sınavdan ve liyakatten yana tavır alacaktır.
 
Son olarak şunu söylüyoruz; yazımızla, kalemimizle, sözümüzle, duruşumuzla Sayın Bakanımız Ziya SELÇUK’un yanındayız… 
Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu