Temmuz yeni zamlı öğretmen uzman ve başöğretmen maaşları dereceye göre Temmuz yeni zamlı öğretmen uzman ve başöğretmen maaşları dereceye göre
Peki,  okullarda başarı  konusu tartışılırken  sadece öğrencilerin mi motivasyonu konuşulmalı. Tabi ki hayır. Öğretmenlerin de motivasyona ihtityacı vardır.  Hatta öğretmenlerin daha çok ihtiyacı var belki de…  Çünkü eğitim ve öğretim gibi zor bir süreci yürütmek hiç de kolay bir şey değil. Motivasyonsuz öğretmen  yakıt deposu boş bir otomobil gibidir. İstediği kadar kontağı çevirsin harekete geçemez.  Bu yüzden öğretmenin motivasyonunu sağlamak gerekir evvela. Motivasyonu etkileyen faktörler olarak ekonomik koşullar, saygınlık, meslek sevgisi, mesleki yeterlilik, meslek ile ilgili kanun ve yönetmelikler, özlük hakları , çalışma şartları, çalışma arkadaşları, çalışma süresi,  var olan sisteme inanırlılık,  eğitim ve öğretime dair devlet politikası, gereksiz bürokrasi…. Evvele bu faktörler üzerinde çalışılmalı ve iyileştirmeler yapılmalıdır. Tüm bunlarla birlikte yönetici tutumu ile gerçekleşen ılımlı iklimin yarattığı olumlu  okul kültürü örgütsel motivasyonun oluşması için olmazsa olmazdır.  Çünkü okullarda başarının temelinde örgütsel motivasyonda yatar.Şu da unutulmamalıdır ki örgütsel motivasyon demokratik ve vizyonel bir anlayışın  hakim olduğu okul kültürü ile mümkündür. Bu anlayışa  sahip olan okullarda paydaşlar birbirlerine karşı şeffaf  olurlar.Takım ruhuyla hareket edip  işbirliği  yaparlar. 
  Samimiyete dayalı  iletişim kurarlar.Paydaşların hem  birbirlerine karşı  hem de kuruma karşı  aidiyeti söz konusudur. Örgütsel barış hakimdir. Örgütsel motivasyonun harcı olan örgütsel barış da   gerçekleşmiştir ayrıca..  Amaç birliği, ortak kaygı ön plandadır. 
              Sağlıklı iletişim, hoşgörü ve demokratik bir  çalışma ortamı kendisini hissettirir.   Kararların alınması sürecinde  de paydaşların görüşlerinin önemsendiği de atlanmamalıdır.   Paydaşların görüşlerinin öne çıkması vizyonel  bakış açısının da bir gereği olduğu da unutulmamalıdır. Farklı pencereleri aralamak, değişime açık olmak, şartları doğru değerlendirip öngörü ile hareket etmek çizilecek yol haritası için olmazsa olmazdır.  
           İşte  bu yolla ortak çizilen  yol haritasında  hedef açıktır ve herkesçe benimsenmiştir ve örgütsel motivasyon iş başındadır.  
        Ancak aksi okul kültürü söz konusu ise, tüm bunların yokluğu sezilir okul kapısından içeri girer girmez. Soğuk ve mutsuz bir okul iklimi çarpar yüzünüze. İletişimin bittiğini, paydaşların sustuğunu, iş doyumunun ve motivasyonun yok olduğunu anlamınız hiç de zor olmaz. Paydaşlar  arasında  kuşku ve düşmanlık hislerinin yaygınlaştığı, yıkıcı çatışmaların arttığı, koordinasyonun bozulduğu,  sevgi ve saygının  olmadığı tabloyu okursunuz hemen.  
             Böyle okullarda paydaşların duygu ve düşünceleri gözardı edilmiş,  okul kültürü daha çok kural ve yönetmelikler üzerine kurulmuştur. Ve bunun  sonucu bir okul kültürü ile vizyonel anlayıştan uzaklaşılmış, tek pencere,  tek doğru,   tek yol ve sınırlara hapsedilmiş tek tip öğretmen  gerçeğidir var olan.        
             Ve ne yazık ki tek tip bakış açısıyla başarı hikayesi değil ancak masal yazarsınız kahramanı kendinizin olduğuna inandığınız.
             Oysa  bizim ne masalla   ne de masal kahramanıyla oyalanacak zamanımız var.  Dünya hızla değişiyor. Toplumlar, gençler, çocuklar değişiyor. Beraberinde ihtiyaçlar değişiyor yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Ve ülke olarak bu değişime ayak uydurmamız gerekiyor. Bu değişime ayak uydurmak için de  nesilleri geleceğe hazırlayan kurumlar olan okulların başarıyı yakalaması gerekiyor. 
           Okullarda  bu başarıya ulaşmak için örgütsel motivasyonu sağlamak şarttır. Örgütsel motivasyonu gerçekleştirmek de yönetimin işidir.   Yönetim okulda  motivasyonu sağlamak için  öncelikle eğitim ve öğretim sürecinin paydaşlarını   iyi tanımalı, değer vermeli, takım ruhunu oluşturmalı ve  süreci doğru yönetmeli, hedefleri doğru belirlemeli, planlama ve zamanlamayı iyi bilmelidir.  Bireyleri kazanma odaklı olmalıdır. Küstürülmüşlerle yol yürünmez.
             Birleştirici olmalı ve  güven vermelidir. Güven uyandırmayan  bir takım kaptanı kimseyi maçın zaferle biteceğine inandıramaz, takımı harekete geçiremez. Ve güven sadece söylemlerle de kazanılmaz. Tutum ve davranışlardaki  inandırıcılık  ve    kararlılıkla güven kazanılır. Ve motivasyonun harcı dediğimiz  örgüt barışı   güvenin hissedilmesiyle hayat  bulur. 
           Örgüt motivasyonun olduğu tüm okullarda bu koşulların varlığı göze çarpar ilk.  Okullar sahiplenilmiş, hedefler herkesçe benimsenmiştir. 
         Önceki yıllarda  uzunca    bir süre çalıştığım   kendi  okulumdan  örnek vereyim mesela. Olumlu okul kültürü üzerine kurulmuş bir okul düşünün. Yöneticisiyle, öğretmeniyle, öğrencisiyle ve velileriyle  kocaman bir  aile olmayı başarmış bir okul. İşbirliği, iş bölümü hakim. Okulda bilgi paylaşımı, fikir alış verişi mevcut. Mesai saatlerinde  samimiyet içinde geçen sohbetler,  öğretmeniyle yöneticisiyle beraber yenen öğle yemekleri, peşi sıra içilen sıcak çaylar. Ders bittiğinde bile  eve gitmeden okulun yaşça en küçük öğretmenin  yaptığı  kahve içildikten sonra okuldan ayrılmak mesela. Okul dışında  bile paylaşımlar mükemmel. Özel günler, hatırlanmalar, hastalıklar, acılar, sevinçler  paylaşılıyor.   Kısacası örgütsel motivasyon tavan..  Okul ekibine sonradan katılan öğretmen ya da yönetici bile  bir süre ortamı gözlemlediktensonra okulda kurulmuş bu kültüre kısa bir süre sonra dahil oluyordu.. Öyle ki okul yöneticisi     toplantılarda  memnuniyetini dile getirirken, okulda yöneticiye bile   ihtiyaç olmadığı söylemini rahatlıkla kullanıyordu. Bu söylemler karşısında  öğretmenlerde motivasyon daha da artıyordu. Çünkü okul yönetimi güven vurgusu yapıyor, inanmışlığını ifade ediyordu böylece aynı zamanda motivasyonu  da pekiştiriyordu. Ve sonuç hedefleri yakalayan, sorunsuz,  başarılı bir ekip. Okulu sahiplenmiş, görev bilincini yüreğinde yaşayan, mesai saati  hesabı yapmayan, sorumluluktan kaçmayan ve dahası bir ekip…  
       Kısacası kucaklayıcı bir yönetim anlayışı ile örgütsel motivasyon hiç de zor değil.  Koşulları zorlaştırıp  Kaf Dağın’da masal yazmak yerine gerçek kahramanlara inanıp,  örgütsel motivasyonu sağlayarak başarının hikayesini   yazmak mümkün. 
         KADRİYE DEMİREL-Eğitimci