MEB'den 81 il için tatil kararı: okullarda bir hafta (5gün) ders yapılmayacak MEB'den 81 il için tatil kararı: okullarda bir hafta (5gün) ders yapılmayacak
3600 ek gösterge ve emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili hükumet ve muhalefet kanadından açıklamalar devam ederken bugün bir açıklama da MHP'den geldi. TBMM Genel Kurulunda devam eden 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerde söz alan MHP'li vekiller konuyu gündeme getirdi. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, partisinin konunun takipçisi olduğunu söyledi ve şu açıklamayı yaptı:

MHP'nin sözü senettir. Seçim beyannamemizdeki taahhütlerimizin ve kanun tekliflerimizin arkasındayız, takipçisiyiz. Emeklilikte yaşa takılanlar, ek gösterge, şartlı ceza indirimi ve diğer konularda, her meselenin sahibi, takipçisi ve arkasındayız.

Polemik üretmek, demagoji yapmak, dedikodu yaymak; kutuplaşmayı, ayrımcılığı teşvik ve tahrik etmek; yabancı ülkelerin, illegal örgütlerin politikalarına yaslanıp bundan siyasi çıkar ummak, siyaset değildir; insani, ahlaki ve milli hiç değildir."Siyaseti ve muhalefeti sadece iktidar karşıtlığına hatta iktidar düşmanlığına indirgersek, muhalefeti siyaset kısırlığına ve bir çıkmaz sokağa sürüklediğimiz gibi, aklınızı, fikrinizi, dilinizi, uğraşınızı iktidarın markajına mahkum edersiniz." diyen Akçay, "Ne iktidar, bir iktidar kibriyle davranıp uzlaşmaz bir tutum içinde olmalı ne de muhalefet, bir muhalefet kompleksinin dar kalıpları içinde sıkışıp kalmalıdır. MHP olarak bu ilkelerle siyaset yapıyoruz; konjonktürel değil, ilkelerimizle hareket ediyoruz.
Hadiseler karşısında tribünde oturup 'Çarşı, her şeye karşı' anlayışında değiliz. Milletimizin istek ve beklentileri istikametinde kafa yoruyoruz, politika üretiyoruz, tutum alıyoruz. Çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti'ni, Türk milletini bir adanmışlıkla karşılıksız seviyoruz.
Akçay, konuşmasına şöyle devam etti

MHP olarak, ilkeli ve sorumlu bir tutumla sorunların çözümüne katkı veriyoruz ve çözüm üretiyoruz, inisiyatif alıyor, sorumluluk üstleniyoruz; kendi gündemimize hakim oluyoruz. Ülkemizin jeostratejik konumu, yaşadığımız siyasi, ekonomik ve sosyal şartlar, bölgemizin ateş çemberi içinde adeta yangın yerine döndüğü, dünyanın neredeyse büyük bir kaosa sürüklendiği bir ortamda, hepimizin millet olarak, bilhassa sorumlu mevkilerde olanlar başta olmak üzere, siyaset kurumları ve siyasetçiler olarak temel milli meselelerde yekvücut olmamız fevkalade önem arz etmektedir.

Bu anlayış aynı zamanda Cumhur İttifakı'nın da ruhunu teşkil etmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi önemli bir önceliğimizdir. MHP, bu anlayışla siyaset yaparken aynı zamanda milletimizin derdiyle, dilekleriyle, talepleriyle ve beklentileriyle hemhal olmakta. Bütün sosyal kesimlerin, işçi, memur, emekli, çiftçi, esnaf, iş dünyası, kadınlarımız, çocuklarımız ve gençlerimizin sorunlarının çözümü için seferber olmuş durumdayız.

MHP'nin sözü sözdür, sözü senettir. Seçim beyannamemizdeki taahhütlerimizin ve kanun tekliflerimizin arkasındayız, takipçisiyiz. Emeklilikte yaşa takılanlar, ek gösterge, şartlı ceza indirimi ve diğer konularda, her meselenin sahibi, takipçisi ve arkasındayız. Bu bakımdan, Meclisten çıkacak kanunların, iktidar tarafından makul ve sağlıklı bir şekilde uygulanacağı bir uzlaşmayı ve mutabakatı da hep birlikte bütün partiler olarak sağlamak zorundayız. Cumhur İttifakı'nı baltalamak, MHP'yi akılları sıra kendi sorumsuz, popülist, istismar kulvarlarına sıkıştırmak ve aleyhimize yanlış propagandalar yapmak beyhude provokatif gayretlerdir. Bu ayak oyunları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ve Cumhur İttifakı'nı baltalamaya yönelik boş heveslerdir.
Herkes tercihini, durduğu yeri buna göre gözden geçirmeli, muhakeme ve muhasebesini yapmalıdır. Terör ile güvenlik arasında tarafsız bir bölge yoktur. Mesele Türkiye'nin bekasını, milli ve tarihsel haklarını müdafaa meselesidir. Biz bu meselenin tarafıyız ve sonuna kadar da bu mücadelenin içinde olacağız.

MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül de konuşmasında Türkiye'nin ve bölgesinin olağanüstü zor bir süreçten geçtiğini belirterek şunları söyledi:

"Siyasi ve sosyal alanda köşeye sıkıştırılmak istenen devletimiz, bir yandan da ekonomik manipülasyonlarla mücadele etmektedir. Bu sıkıntılı dönemde devletimizin ve milletimizin yanında olmak, devletimize ve milletimize yönelen tehdit ve tehlikeler karşısında ortak, milli tavır geliştirebilmek hayati önemdedir. Böyle zamanlarda günübirlik politikalar, ben merkezli siyasi hesaplar, gevşek ve tarih şuurundan uzak politikalar devletimize ve milletimize zarar verecektir. Bu noktada, milli tavır ve duruş, siyaset anlayışımıza hakim olmalıdır. Milli tavır ve duruş, sadece iktidarı ve çoğunluğu elinde bulunduran siyasi yapıların değil Türkiye'de siyaset adına temsil imkanı bulan bütün kesimlerin ortak sorumluluğu olarak görülmelidir.

Türkiye'nin böylesine sıkıntılı bir süreçte hür ve bağımsız bir şekilde yoluna devam edebilmesi gerekmektedir. Bunun için milli imkanları seferber ederek gelecek bin yıllarda da vatan toprağında haysiyetimizle yaşayabilmek en şerefli gayemiz olmalıdır.
Türk devlet geleneği açısından da büyük önem taşıyan istişare ve liyakat anlayışının hakim olduğu dönemlerde Türk devletleri hep güçlü ve kudretli olmuş, liyakatin ve istişarenin ortadan kalktığı veya dikkate alınmadığı dönemlerde ise Türk devletleri büyük hezimet ve üzüntülere düçar olmuştur.