Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2. yüz günlük eylem planında yer verdiği 3600 ek gösterge ile ilgili MHP'den de açıklama geldi. Bunu iyi bir adım olarak değerlendiren MHP, sözleşmeli - ücretli öğretmenlik, dersaneler ve etüt merkezleri ile eğitimin içeriğine yönelik de açıklamalarda bulundu. Parti adına açıklamaları Erzurum Milletvekili Kamil Aydın Kamil Aydın ve Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ yaptı.

Milli Eğitim bakanlığını ve öğretmenleri yakından ilgilendiren konularda Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri tarafından yapılan açıklamalarda sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin tasvip edilmediği, eğitimde milli, ahlaki ve manevi içeriklerin ön plana çıkartılması ve 3600 ek göstergenin tüm memurlara yansıtılması gündeme getirildi.

MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın ve Iğdır Milletvekili Yaşar KAradağ'ın açıklamaları şöyle:

DERSANELER VE ETÜT MERKEZLERİ

MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un büyük azim ve kararlılıkla hazırladığı 2023 vizyon belgesinin, geleceğin güvencesi, Türk gençliğinin yetişmesinde benzer hassasiyetleri taşıdığını vurguladı.

Eğitim ve öğretimin tüm paydaşlarını olumsuz etkileyen birtakım sorunların da bulunduğunu dile getiren Aydın, toplumda hala ihtiyaç olarak algılanan ve bugüne kadar geçici çözümlerle geçiştirilen dershaneler, etüt merkezleri ve buna bağlı olarak oluşturulan mali destekli özel okulların ve buralarda çalışanların geleceğinin gizemini koruduğunu ifade etti.

Aydın, bu konuda kalıcı ve tüm paydaşları memnun edecek bir çözüm üretilmesi gerektiğini kaydetti.

3600 EK GÖSTERGE VE ÖĞRETMENLERİN STATÜSÜ

"MHP olarak ısrarla savunduğumuz, 3600 ek göstergenin ikinci 100 günlük programa alınması da gerçekten takdire şayan bir karardır. Diğer kurumlarda çalışan, benzeri beklentiler içerisinde olan arkadaşlarımıza da bu, aynı şekilde yansıtılır diye ümit ediyoruz. Buna rağmen, hala sözleşmeli öğretmenlerimizin, altı yıldan dört yıla indirme planı olmasına rağmen, yaşadıkları birtakım sıkıntılar var. Biz iyi niyetle ve gerçekten büyük bir beklenti içerisinde bunların da halledilmesi noktasında atılacak adımların takipçisi olacağız."

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde hizmet veren yardımcı personelin özlük hakları ve kazanımları konusunda benzer adımları beklediklerini ifade eden Aydın, bakanlıkta ehliyet ve liyakatin öncelenmesi ve bunun sözde kalmayarak somut, objektif ve bilimsel değerlendirme kriterlerine bağlı olmasını söyledi.

EĞİTİMDE İÇERİK

MHP Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ, milli bütünlük bilincinin geliştirilmesi, ahlaki, manevi değerlerin güçlendirilmesi ve sosyalleşmenin sağlanması için okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve bu yaş grubundaki nüfusun daha erken yaşta örgün eğitim programı kapsamına alınmasının sağlanması gerektiğini belirtti.

Eğitimde milli ve manevi içerik zenginliğine sahip araç ve gereçlerin kullanımının yetersiz olduğunu savunan Karadağ, "Çocuklarımızın manevi ve kültürel değerlerimizi özümsemesine yardımcı olacak, milli içerik zenginliğine sahip yayın, film ve benzeri eğitim araç gereçlerinin üretimi desteklenmeli ve kullanımı sağlanmalıdır." diye konuştu.

MHP'li Karadağ, din kisvesi altında pazarlanmaya çalışılan sapkın akımlara karşı çocukları korumak için Anadolu irfanını öne çıkaran bir din eğitiminin benimsenmesine vurgu yaptı.

Eğitimin her kademesinde müfredatın, milli ve çağın gereklerine uygun bir şekilde planlanması ve uygulanmasının esas olması gerektiğine dikkati çeken Karadağ, eğitimin bütün kademelerinde müfredat ve sınav sistemi gibi temel konularda istikrar kazandırılması gerektiğini kaydetti.

SÖZLEŞMELİ - ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK:

"Öğretmenin ayaklarının yere sağlam basması gerekiyor. Öğretmen bütün zorlu şartlara rağmen, kendisini o okula, o sınıfa ait hissediyor ama gerçekten bu aidiyetin yükseltilmesi gerekiyor. Öğretmenlik mesleği, özel bir ihtisas mesleğidir. Asli ve sürekli kamu hizmetinin öncelikli olarak kadrolu memurlar eliyle görülmesi esastır.

Bakan Tekin’den öğretmen atamaları ile ilgili önemli açıklamalar Bakan Tekin’den öğretmen atamaları ile ilgili önemli açıklamalar

Bunun yerine sözleşmeli öğretmen, personel istihdamı tercih edildiğinde, aynı görevi yerine getiren kamu personeli arasında statü farklılığından dolayı farklı uygulamalar ve farklı özlük hakları oluşmaktadır. Bu ayrım, eğitim öğretim hayatındaki çalışma barışını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu doğrultuda, sözleşmeli öğretmenlerin mutlaka ve mutlaka istihdamından vazgeçilmelidir."

Karadağ, öğretmenin "sözleşmeli", "ücretli", "kadrolu" diye ayırılmasının, bu mesleğe gölge düşüreceğini savundu.